Yaklaşık 3 ay boyunca internetten, kitap satan yerlerden ve sahaflardan aramaktan bıkmadığım, en sonunda Taksim- Aslıhan Pasajında en ümitsiz anımda miniminnacık bir sahaf dükkanında kavuştuğum kitabım..
O kadar çok vakit geçirdim ki o rutubetli sayfalarla, neredeyse her 3 saatlik tren yolculuğumda yeniden ve yeniden bitirdim, en sonundaki bu muhteşem mısraları yeniden ve yeniden okudum, kalbime kazırcasına.. Kitabın sonuna geldiğimden mi yoksa gerçek dünyadan tamamen soyutlanıp kendimi kaptırdığımdan mıdır bilinmez her seferinde yine gözlerim doldu ve bitmesin istedim...
"a(v)cı
ya da
sonsöz
sanki kanatlanıp en beklenmedik rüzgarlara karşı dalga dalga uçuyorum...
uçuyorum kuş olmuş bir insan gibi mutlu
mutlu içimdeki karabasanları öldürmek adına
çığlık atıyorum göklere
göklerde anlamsız tedirginlikler yok
yok olmalı zaten bunca yüksekte
ama acı mutluluğun kardeşi
kardeşi değil acı mutluluğun içinde gizli hatta
hatta acı mutluluğun ta kendisi
birden bir acı saplanıveriyor gövdeme
mutluluğun yerine sıyırıp geçmiyor
geçmiyor ki kanadımı yavaş yavaş
yavaş yavaş şekiller çizerek düşeyim
düşeyim ölmeye hazırlanan bir kuş gibi
hayır
en orta yerimden vuruyor birden
birden inivereyim diye
düşüyorum
öylece suskun duruyorum toprağın üzerinde çamur içinde
çamur içinde uçma yasağı, yükselmek yok artık, ayağıma tel bağlıyor avcı
avcı omzuna asıyor kan beynime sıçrıyor ölüyorum sanki
sanki ölüyorum
avcı acı
acı avcı demek
ölüyorum sen başka adam kollarında umursamazken dünyayı -dünyanın içinde ben de varım-
ben de varım sözlerimi anlamazdan gelip başka adam sıcaklığı duyarken içinde
içinde bir şeyler burkulsa yüzün bir an buruşsa ben gelmişimdir aklına zaten
zaten sıyırıp atıverirsin o maskeyi bilirsin
bilirsin o maske bir anlıktı üzmeden geçti
gerçi unutturdu adam sana dudaklarından ıslak bir öpücük gibi çekti aldı beni
beni ve benimle ilgili her şeyi
ölüyorum yokum
yokum artık seviş onunla sayma beni ki ben demeye hakkım yok biliyorum
biliyorum ben yokum senin acımasız dünyanda susuyorum
sus(a)mak hayatımın en önemli parçası ve susmak derimin yüzülmesi ellerimin kanaması
düşlerimi düşündüklerimi isteklerimi hissettiklerimi söyleyememek
söyleyememek en küçük bebeği en büyük mezara gömmek demek öldürmeden hem de
hem de diri diri insan değilsin sen
sen insansın hem de en güzeli
söz veriyorum bu odadan çıkmaz kağıtlar
kağıtlar saklar sırları
sırları bir bana fısıldar kalemim bir de kağıtlara sessizce
sessizce eğilip de kulağına ilk "seni seviyorum"u fısıldadığım gibi
ihanet etmez onlar onca zahmet vererek büyüttüğün saksıdaki çiçekler gibi
sen gider gitmez yeni yapraklar yeni çiçekler fışkırdı gidişini kutlarcasına büyüdüler
oysa senin sesin yerine benim sesim vardı üzerlerinde
üzerlerinde benim kokum vardı benim tenim
tenim sevdi onları her sabah sesim okşadı kadife çiçeklerini ama onlar coştukça
coştukça renkleri kuşlar ölüp bahçeme düşmeye başladılar soğuktan
soğuktan bem de hasta olup yatağa düştü zavallı kuşlar
zavallı kuşlar göçemedi soğuktan
soğuktan yağmur yağmaz oldu hep kar vardı hep kardan adam yaptı çocuklar günlerce
günlerce ben onları seyrettim kıpırdamadan
kıpırdamadan kardan adam oldum
kardan adam oldum burnu havuç gözleri kömür
gel artık havalar ısınınca kardan adamlar ölür
ki gelmezsin biliyorum
biliyorum sen avcısındır
kendimden geçip gökyüzünü seyrettiğim kıyıda kimi zaman
kimi zaman en azılı orospusundur ya da masum bir çocuk nedense
ve nedense hepsinin ortak özelliği benim olmayışın yani sen avcı ben acı
acı yani sen yakan güneş ben kardan adam burnu havuç gözleri kömür
gel artık havalar ısınınca kardan adamlar ölür."
Bir gün, belki, ben de sevdiğim adam için ağaçtan düşüp kötürüm kalırsam bu kadar muhteşem bir şiir yazabilirim...
kitaptan alıntılar ilgi çekici peki kitabın ismi nedir başlık kitabın ismi mi bu arada sanırım ilk izleyicin benim umarım uğurlu gelirim:)
YanıtlaSilUğurlu geldin bile, çok severek devam ediyorum.. ^^
YanıtlaSilEvet, kitabın adı başlık, yani Nüperide. Hakan Akdoğan'ın kitabı ama dediğim gibi ben 3 ay aradım, bulmak baya bir zor.. Umarım şansın yaver gider ve bu muhteşem satırlarda kalbolursun..
peki o zaman ben de bloguma beklerim seni:) izmir de bulabilir miyim bilmiyorum ama ben yine de şansımı deneyeceğim:)
YanıtlaSil